Dragon Ball Daima İncelemesi
Yönetmen: Yoshitaka Yashima
Stüdyo: Toei Animation
Tür: Macera, Aksiyon
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 20
Anime Puanı: 10/8
Stüdyo: Toei Animation
Tür: Macera, Aksiyon
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 20
Anime Puanı: 10/8
Dragon Ball serisi, yıllardır anime dünyasının en sevilen yapımlarından birisi, bunu kimse inkar edemez. Akira Toriyama’nın 1984 yılında başlattığı bu efsane, sayısız devam serisi, yan hikâyeler ve filmlerle genişledi. Ancak Dragon Ball Daima, bu büyük evrenin belki de en duygusal yapımı olarak dikkat çekiyor. Bunun en büyük sebebi, Toriyama’nın vefatından önceki son eseri olması. Toriyama, Dragon Ball serisine çocuk Goku ile başlamış ve Dragon Ball Daima ile yine çocuk Goku ile veda etmiş durumda. Bu nedenle, serinin her bölümü bir anlamda ustaya duyulan bir saygı niteliği taşıyor.
Dragon Ball Daima, Dragon Ball Z'nin sonrasında geçen bir hikâyeyi anlatıyor ve yalnızca 20 bölümlük bir macera sunuyor. Bu, Dragon Ball yapımları arasında oldukça kısa bir süre zarfına denk geliyor. Ancak bu kısa sürede bile eski serilere olan göndermeleri, nostaljik havası ve macera ruhunu hissettirmekten geri kalmıyor. Hikâye, Majin Buu’nun yenilgisinden birkaç ay sonrasında başlamakta. Evrenin tanıdık savaşçıları huzurlu günlerin tadını çıkarırken, İblis aleminden gelen Yüce İblis Kral Gomah, kahramanlarımızı ani bir saldırıyla çocuk hâline getiriyor. Goku, Vegeta, Bulma ve diğer tanıdık yüzler, eski hallerine dönebilmek için yeni bir maceraya atılmak zorunda kalıyorlar ve iblis alemine giden bir yolculuk başlıyor. Bu süreçte elbette Dragon Ball’ları toplamak ve İblis Alemindeki gizemi çözmek için çeşitli diyarları dolaşıyorlar. Yol boyunca karşılarına çıkan yeni düşmanlar ve tanıdık yüzlerle birlikte, savaş ve macera dolu bir hikâye izliyoruz.
Dragon Ball Daima, Dragon Ball Z'nin sonrasında geçen bir hikâyeyi anlatıyor ve yalnızca 20 bölümlük bir macera sunuyor. Bu, Dragon Ball yapımları arasında oldukça kısa bir süre zarfına denk geliyor. Ancak bu kısa sürede bile eski serilere olan göndermeleri, nostaljik havası ve macera ruhunu hissettirmekten geri kalmıyor. Hikâye, Majin Buu’nun yenilgisinden birkaç ay sonrasında başlamakta. Evrenin tanıdık savaşçıları huzurlu günlerin tadını çıkarırken, İblis aleminden gelen Yüce İblis Kral Gomah, kahramanlarımızı ani bir saldırıyla çocuk hâline getiriyor. Goku, Vegeta, Bulma ve diğer tanıdık yüzler, eski hallerine dönebilmek için yeni bir maceraya atılmak zorunda kalıyorlar ve iblis alemine giden bir yolculuk başlıyor. Bu süreçte elbette Dragon Ball’ları toplamak ve İblis Alemindeki gizemi çözmek için çeşitli diyarları dolaşıyorlar. Yol boyunca karşılarına çıkan yeni düşmanlar ve tanıdık yüzlerle birlikte, savaş ve macera dolu bir hikâye izliyoruz.
Bu anlatı, Dragon Ball’un eski macera temasına olan özlemi bir nebze gideriyor. Ancak hikâye bakımından çok derin bir senaryo sunmuyor. Esasında, klasik Dragon Ball olaylarının biraz farklı düşmanlarla tekrar yaşandığını söyleyebiliriz. Fakat bitişinin tatmin edici ve güzel olduğu bir gerçek. Son bölümlerde özellikle Toriyama'nın mirasına dokunan duygusal anlar bulunuyor, bu da seriyi özel kılan unsurlardan biri.
Görsel anlamda Dragon Ball Daima, günümüz teknolojisinin tüm avantajlarını kullanıyor. Keskin, temiz ve kaliteli çizimlere sahip. Ancak eski Dragon Ball Z'nin o nostaljik havasını tam olarak vermiyor. Yine de renk paleti ve karakter animasyonları açısından tatmin edici olduğunu söylemek mümkün. Dövüş sahneleri her zamanki gibi hızlı ve dinamik, ancak seri daha çok macera odaklı olduğu için dövüşlerden çok keşif sahnelerine yer verilmiş. Dragon Ball Daima’nın en ilginç yönlerinden biri, macera kısmının dövüşlere kıyasla daha fazla ön planda olması. Serinin hayranları genellikle büyük, efsanevi dövüş sahnelerini beklerken, Daima bize daha çok bir arayış hikâyesi sunuyor. Aslında orijinal Dragon Ball’un ilk dönemlerindeki gibi, kahramanlarımızın bir amacı gerçekleştirmek için dünyayı dolaştığı bir hikâye yapısı var. Fakat yalnızca 20 bölüm sürdüğü için bu macera kısa kesilmiş. Daha uzun bir hikâye ile işlenmiş olsaydı, belki de çok daha etkileyici olabilirdi.
Dragon Ball Daima, bir dönemin kapanışı gibi hissettiren, nostaljik ve duygusal yönü ağır basan bir yapım. Uzun bir aradan sonra çocuk Goku’yu tekrar görmek, birçok hayran için büyük bir keyif oldu. Toriyama’nın seriyi başlattığı ruhu son kez bizlere hissettirmesi, bu seriyi benzersiz kılan en önemli faktörlerden biri. Hikâyesi çok etkileyici olmasa da, nostaljik macera hissi ve Toriyama'ya veda niteliği taşıyan atmosferiyle izlenmeyi kesinlikle hak eden bir yapım.
Görsel anlamda Dragon Ball Daima, günümüz teknolojisinin tüm avantajlarını kullanıyor. Keskin, temiz ve kaliteli çizimlere sahip. Ancak eski Dragon Ball Z'nin o nostaljik havasını tam olarak vermiyor. Yine de renk paleti ve karakter animasyonları açısından tatmin edici olduğunu söylemek mümkün. Dövüş sahneleri her zamanki gibi hızlı ve dinamik, ancak seri daha çok macera odaklı olduğu için dövüşlerden çok keşif sahnelerine yer verilmiş. Dragon Ball Daima’nın en ilginç yönlerinden biri, macera kısmının dövüşlere kıyasla daha fazla ön planda olması. Serinin hayranları genellikle büyük, efsanevi dövüş sahnelerini beklerken, Daima bize daha çok bir arayış hikâyesi sunuyor. Aslında orijinal Dragon Ball’un ilk dönemlerindeki gibi, kahramanlarımızın bir amacı gerçekleştirmek için dünyayı dolaştığı bir hikâye yapısı var. Fakat yalnızca 20 bölüm sürdüğü için bu macera kısa kesilmiş. Daha uzun bir hikâye ile işlenmiş olsaydı, belki de çok daha etkileyici olabilirdi.
Dragon Ball Daima, bir dönemin kapanışı gibi hissettiren, nostaljik ve duygusal yönü ağır basan bir yapım. Uzun bir aradan sonra çocuk Goku’yu tekrar görmek, birçok hayran için büyük bir keyif oldu. Toriyama’nın seriyi başlattığı ruhu son kez bizlere hissettirmesi, bu seriyi benzersiz kılan en önemli faktörlerden biri. Hikâyesi çok etkileyici olmasa da, nostaljik macera hissi ve Toriyama'ya veda niteliği taşıyan atmosferiyle izlenmeyi kesinlikle hak eden bir yapım.
Jojo’s Bizzare Adventure: Stardust Crusaders OVA İncelemesi
Yönetmen: Kitakubo Hiroyuki, Hideki Nimura
Stüdyo: A.P.P.P.
Tür: Macera, Aksiyon
Yapım Yılı: 1993 - 2000
Bölüm Sayısı: 13
Anime Puanı: 10/7.5
Stüdyo: A.P.P.P.
Tür: Macera, Aksiyon
Yapım Yılı: 1993 - 2000
Bölüm Sayısı: 13
Anime Puanı: 10/7.5
JoJo’s Bizarre Adventure evreninin belki de en ilginç yapımlarından biri olan OVA serisi, Stardust Crusaders hikayesinin farklı bir uyarlaması olarak karşımıza çıkmakta. Ancak bu uyarlamanın ilginç bir yayın düzeni var: Serinin ilk 7 bölümü 2000 yıllarında çıkmışken, son 6 bölüm ise 1993 yılından itibaren yayınlanmış. Yani aslında olaylar ters bir sırada sunulmuş. Bu durum, iki farklı sanat tarzının aynı yapım içinde birleşmesine neden olmuş ve JoJo hayranlarına güzel de bir nostalji yaşatıyor.
OVA’nın ilk yedi bölümü klasik JoJo anime stilinden oldukça farklı. Daha ciddiyetle ele alınmış, daha koyu ve gerçekçi bir sanat tarzı benimsenmiş. Bu tasarım stilinde özellikle Jotaro Kujo’nun çizimleri için muazzam diyebilirim. Zaten Jotaro karizmasıyla her zaman dikkat çeker ama bu OVA’da resmen zirve yapmış. Gerek sert bakışları gerek kaslı vücudu ile tam anlamıyla bir Joestar varisi olduğu her sahnede hissediliyor. Ancak 1993 yılında yayınlanan son 6 bölüm, daha klasik JoJo tarzına dönüyor. Yani tam bir JoJo fanıysanz ve günümüz stiline alışkınsanız, ilk 7 bölümde farklı bir görsel deneyim yaşayacaksınız.
Hikaye Stardust Crusaders’ın uzun hikayesini daha hızlı bir tempoda anlatıyor. Bu nedenle olaylara doğrudan giriliyor ve detaylara fazla zaman ayrılmıyor. Kakyoin gibi karakterleri neredeyse hiç görmüyoruz, ki bu büyük bir kayıp. Stand dövüşleri de biraz daha az detaylı, yani standart anime sürümündeki kadar derin bir strateji göremiyoruz. Ancak bu hızlı tempo sayesinden hikaye çok daha akıcı ilerliyor ve sonunda Dio ile olan hesaplaşma büyük bir doruk noktası yaratıyor. Hikayesi ise bildiğiniz Stardust Crusaders hikayesi. Dio tekrar ortaya çıkmıştır ve “Stand” denilen benim ilk başta sevmediğim yeni bir güç ortaya çıkmıştır. Joseph Joestar da, Jotaro’yu yanına olarak Dio’yu bulup alt etmenin peşindedir.
OVA’nın ilk yedi bölümü klasik JoJo anime stilinden oldukça farklı. Daha ciddiyetle ele alınmış, daha koyu ve gerçekçi bir sanat tarzı benimsenmiş. Bu tasarım stilinde özellikle Jotaro Kujo’nun çizimleri için muazzam diyebilirim. Zaten Jotaro karizmasıyla her zaman dikkat çeker ama bu OVA’da resmen zirve yapmış. Gerek sert bakışları gerek kaslı vücudu ile tam anlamıyla bir Joestar varisi olduğu her sahnede hissediliyor. Ancak 1993 yılında yayınlanan son 6 bölüm, daha klasik JoJo tarzına dönüyor. Yani tam bir JoJo fanıysanz ve günümüz stiline alışkınsanız, ilk 7 bölümde farklı bir görsel deneyim yaşayacaksınız.
Hikaye Stardust Crusaders’ın uzun hikayesini daha hızlı bir tempoda anlatıyor. Bu nedenle olaylara doğrudan giriliyor ve detaylara fazla zaman ayrılmıyor. Kakyoin gibi karakterleri neredeyse hiç görmüyoruz, ki bu büyük bir kayıp. Stand dövüşleri de biraz daha az detaylı, yani standart anime sürümündeki kadar derin bir strateji göremiyoruz. Ancak bu hızlı tempo sayesinden hikaye çok daha akıcı ilerliyor ve sonunda Dio ile olan hesaplaşma büyük bir doruk noktası yaratıyor. Hikayesi ise bildiğiniz Stardust Crusaders hikayesi. Dio tekrar ortaya çıkmıştır ve “Stand” denilen benim ilk başta sevmediğim yeni bir güç ortaya çıkmıştır. Joseph Joestar da, Jotaro’yu yanına olarak Dio’yu bulup alt etmenin peşindedir.
Dediğim gibi çizim olarak bir hayli farklı. İlk 1993 yılında çıkan altı bölümde daha bilindik bir tarz ile karakterler bizlere sunulurken daha sonradan, 2000’li yıllardan itibaren yayınlanan ilk yedi bölüm bambaşka bir kategori. İki serinin de ortak özelliği espri ve mizah anlayışının sıfıra yakın olması. Yani Avdol “yes i am” demiyor veya Joseph “oh no” diye bağrınmıyor. Herkes genel olarak ciddi. Tek esprili anlar (onlara da espri denebilirse) Iggy ile olan anlar. Hatta OVA o kadar ciddi ki, belki de en artistik anlarından biri, Avdol’un zombi insanlara karşı yaptığı dövüş sahnesi. Gerçekten bir sanat eseri gibi tasarlanmış. Alevlerin kullanımı, atmosferin gerilimi ve Avdol’un kendine has karizması burada zirve yapıyor. JoJo evreninin en unutulmaz sahnelerinden biri bence bu OVA sahnesi.
Ancak bu OVA’nın en tuhaf yanlarından birisi Dio’nun seslendirmesi. JoJo hayranları olarak hepimiz Dio denildiğinde aklımıza gelen ikonik seslendirmeyi, “Kono Dio Da!” diye gürleyen, kendine aşırı güvenen, megaloman bir karakteri bekleriz. Ancak OVA’daki Dio biraz daha sakin ve mütevazı. Hatta zaman zaman sanki fazla düşünceli bile geliyor! Bu da, karakterin bizlerin bildiği klasik şekilde görünümünün biraz dışına çıkmasına neden olmuş.
Sonuç olarak, JoJo's Bizarre Adventure OVA serisi, Stardust Crusaders hikayesini farklı bir estetik ve anlatım tarzıyla sunan çok özel bir yapım. Ayrıca Dio’nun batan gemide Jonathan’ı nasıl ele geçirdiği ve antik Maya’da vampire dönüştüren maskenin nasıl kullanıldığına dair iki küçük ek sahne de mevcut. Çizim kalitesi ve atmosferik anlatımı ile büyüleyici, ancak hikayenin bazı detaylarını ve karakterleri biraz yavan bıraktığı da bir gerçek. Yine de bir JoJo hayranıysanız ve serinin farklı bir yönünü deneyimlemek istiyorsanız, kesinlikle göz atmanız gereken bir OVA.
Ancak bu OVA’nın en tuhaf yanlarından birisi Dio’nun seslendirmesi. JoJo hayranları olarak hepimiz Dio denildiğinde aklımıza gelen ikonik seslendirmeyi, “Kono Dio Da!” diye gürleyen, kendine aşırı güvenen, megaloman bir karakteri bekleriz. Ancak OVA’daki Dio biraz daha sakin ve mütevazı. Hatta zaman zaman sanki fazla düşünceli bile geliyor! Bu da, karakterin bizlerin bildiği klasik şekilde görünümünün biraz dışına çıkmasına neden olmuş.
Sonuç olarak, JoJo's Bizarre Adventure OVA serisi, Stardust Crusaders hikayesini farklı bir estetik ve anlatım tarzıyla sunan çok özel bir yapım. Ayrıca Dio’nun batan gemide Jonathan’ı nasıl ele geçirdiği ve antik Maya’da vampire dönüştüren maskenin nasıl kullanıldığına dair iki küçük ek sahne de mevcut. Çizim kalitesi ve atmosferik anlatımı ile büyüleyici, ancak hikayenin bazı detaylarını ve karakterleri biraz yavan bıraktığı da bir gerçek. Yine de bir JoJo hayranıysanız ve serinin farklı bir yönünü deneyimlemek istiyorsanız, kesinlikle göz atmanız gereken bir OVA.
Blue Lock vs. U-20 Japan İncelemesi
Yönetmen: Shirahata Yuuji
Stüdyo: 8Bit
Tür: Spor, Aksiyon
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 14
Anime Puanı: 10/8
Stüdyo: 8Bit
Tür: Spor, Aksiyon
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 14
Anime Puanı: 10/8
Evet Sonunda çok büyük eleştirilerin hedefinde olan Blue Lock 2.sezon incelemesiyle karşınızdayım. İlk sezonun incelemesine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. İncelememde 10/10 verirken şu cümleyi kurmuşum : “Bu kadar sağlam ilk sezondan sonra umarım finansal olarak geri adım atmazlar. Çünkü çok para harcandığı ortada. Fabrikasyon devam sezonları gibi işlere giderlerse, hem kalite düşer hem izleyicisi.” Ne yazık ki haklı olmayı hiç istemezdim. Fakat sizlerde animeye yapılan ağır ve HAKLI eleştirileri görmüşsünüzdür. Özellikle animasyon konusunda çok büyük bir geri adım atma var. İlk sezondaki o akıcı golleri burada göremiyoruz. Bu sezonda fikir olarak, çok daha şık Goller var. Lakin animasyonları yetersiz olduğu için yeteri kadar keyif vermiyor. Ama şimdi siz bu inclemeyi okuyuo : bu kadar kötü incelemeye başlamışken puanın neden 8 diyeceksiniz? Çünkü ben aldığım keyfe bakıyorum ve 8’lik bir keyif alarak bitirdim sezonu.
Blue lock’ta en sevdiğim olay: Boş içerikler neredeyse yoktur doğrudan hedefe yönelik işler vardır. Burada da çok nadir de olsak doldurma içerik görüyoruz. Fakat genel anlamda amaca hizmet eden bölümler içeriyor. Bunun yanı sıra en önemlisi: Bu kadar fazla karakteri nasıl sevdirebiliyorsunuz yahu? Yani adamların yazdığı tüm karakterler sevilesi bence. Bu çok ama çok zor bir şeydir. Birbirinin aynısını karakter tipleri ve kişilikleriyle dolu animeler izledikten sonra, sahada gördüğünüz tüm karakterlerin bir kişiliğinin olmasını hissetmek… İşte Blue lock’un yaptığı bence en iyi iş bu. Peki bu tek başına yeter mi, tabii ki yetmez.
Blue lock’ta en sevdiğim olay: Boş içerikler neredeyse yoktur doğrudan hedefe yönelik işler vardır. Burada da çok nadir de olsak doldurma içerik görüyoruz. Fakat genel anlamda amaca hizmet eden bölümler içeriyor. Bunun yanı sıra en önemlisi: Bu kadar fazla karakteri nasıl sevdirebiliyorsunuz yahu? Yani adamların yazdığı tüm karakterler sevilesi bence. Bu çok ama çok zor bir şeydir. Birbirinin aynısını karakter tipleri ve kişilikleriyle dolu animeler izledikten sonra, sahada gördüğünüz tüm karakterlerin bir kişiliğinin olmasını hissetmek… İşte Blue lock’un yaptığı bence en iyi iş bu. Peki bu tek başına yeter mi, tabii ki yetmez.
Spy x Family Code: White İncelemesi
Yönetmen: Takahashi Katagiri
Stüdyo: Wit Studio, Clover Works
Tür: Aksiyon, Komedi
Yapım Yılı: 2023
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/7
Stüdyo: Wit Studio, Clover Works
Tür: Aksiyon, Komedi
Yapım Yılı: 2023
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/7
2022 yılında anime dünyasına hızlı bir giriş yapan Spy × Family, aksiyon, komedi ve aile temasını başarılı bir şekilde harmanlamıştı ve elbette hepimiz Anya’yı çok sevmiştik. Ancak yıllar içinde serinin gelişimi pek de tatmin edici olmadı. Spy × Family Code: White, seriyi sevenler için eğlenceli bir seyirlik sunmaya devam etse de, artık hikayede bir ilerleme kaydedilmesi gerektiğini hissettiren bir yapım olmuş.
Bu yeni filmde, Loid Forger yeni bir görev için harekete geçerken, Anya ve Yor da kendilerini yine beklenmedik olayların içinde buluyor. Eden Akademisi’nde bir tatlı pişirme yarışması düzenlenecektir ve jüri üyesi de okulun müdürüdür. Loid yaptığı küçük çaplı araştırma sonucu müdürün en sevdiği tatlının “Meremere” adında bir tatlı olduğunu bilir. Bu tatlı kuzeydeki Frigis şehrine özgü bir tatlıdır ve ailemiz tatlıyı yerinde incelemek için bir yolculuğa çıkar. Ancak her zamanki gibi işler beklenmedik bir şekilde karmaşık hale gelir ve aile, gizli bir planın içine sürüklenir. Anya yanlışlıkla devlet sırlarını içeren bir çikolatayı yer! ve bu, büyük çaplı bir kargaşaya yol açar. Hem Loid’in ajan kimliği hem de Yor’un suikastçı yetenekleri ile bir kez daha hünerlerini sergileyeceklerdir.
Bu yeni filmde, Loid Forger yeni bir görev için harekete geçerken, Anya ve Yor da kendilerini yine beklenmedik olayların içinde buluyor. Eden Akademisi’nde bir tatlı pişirme yarışması düzenlenecektir ve jüri üyesi de okulun müdürüdür. Loid yaptığı küçük çaplı araştırma sonucu müdürün en sevdiği tatlının “Meremere” adında bir tatlı olduğunu bilir. Bu tatlı kuzeydeki Frigis şehrine özgü bir tatlıdır ve ailemiz tatlıyı yerinde incelemek için bir yolculuğa çıkar. Ancak her zamanki gibi işler beklenmedik bir şekilde karmaşık hale gelir ve aile, gizli bir planın içine sürüklenir. Anya yanlışlıkla devlet sırlarını içeren bir çikolatayı yer! ve bu, büyük çaplı bir kargaşaya yol açar. Hem Loid’in ajan kimliği hem de Yor’un suikastçı yetenekleri ile bir kez daha hünerlerini sergileyeceklerdir.
Kaiju No. 8 İncelemesi
Yönetmen: Shigeyuki Miya
Stüdyo: Production I.G
Tür: Aksiyon
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 12
Anime Puanı: 10/8
Stüdyo: Production I.G
Tür: Aksiyon
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 12
Anime Puanı: 10/8
Kaiju No. 8, son yıllarda anime dünyasında çıkan en sıradışı yapımlardan biri. Naoya Matsumoto’nun aynı Bu anime, aksiyon dolu sahneleri ve ilginç temasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Ancak, bu sıradışılık beraberinde bir takım soru işareti ve dengesizlikleri de getirmekte.
Hikaye, Kaiju olarak bilinen dev yaratıkların tehdidi altındaki bir dünyada geçiyor. Kahramanımız Kafka Hibino, Kaiju temizleme ekibinde çalışan sıradan birisidir. Küçükken evleri bir Kaiju tarafından yok edilmiştir ve arkadaşı Mina ile beraber özel kaiju avlama birliklerine girip dünyayı temizleyeceklerine dair birbirlerine söz vermişlerdir. Nitekim Mina üçüncü birliğin kaptanı olmaya kadar yükselirken Hibino sınavları geçememiştir. Günün birinde Hibino’nun çalıştığı temizleme ekibine Ichikawa adında bir genç katılır ve onun da gazına gelerek tekrardan sınavlara hazırlanır. Belirli olaylar yaşanır ve Hibino’nun içine bir kaiju girince, kendisi de kaiju’ya dönüşme yeteneğine kavuşur. Elbette savunma güçlerinin hedefi haline de gelir. Hibino, bu yeni yeteneklerini kullanarak hem insanlığın geleceği için savaşır hem de kendi insanlığını korumaya çalışır.
Hikaye, Kaiju olarak bilinen dev yaratıkların tehdidi altındaki bir dünyada geçiyor. Kahramanımız Kafka Hibino, Kaiju temizleme ekibinde çalışan sıradan birisidir. Küçükken evleri bir Kaiju tarafından yok edilmiştir ve arkadaşı Mina ile beraber özel kaiju avlama birliklerine girip dünyayı temizleyeceklerine dair birbirlerine söz vermişlerdir. Nitekim Mina üçüncü birliğin kaptanı olmaya kadar yükselirken Hibino sınavları geçememiştir. Günün birinde Hibino’nun çalıştığı temizleme ekibine Ichikawa adında bir genç katılır ve onun da gazına gelerek tekrardan sınavlara hazırlanır. Belirli olaylar yaşanır ve Hibino’nun içine bir kaiju girince, kendisi de kaiju’ya dönüşme yeteneğine kavuşur. Elbette savunma güçlerinin hedefi haline de gelir. Hibino, bu yeni yeteneklerini kullanarak hem insanlığın geleceği için savaşır hem de kendi insanlığını korumaya çalışır.
Blue Lock Episode Nagi İncelemesi
Yönetmen: Watanabe Tetsuaki
Stüdyo: 8Bit
Tür: Spor, Aksiyon
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/6
Stüdyo: 8Bit
Tür: Spor, Aksiyon
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/6
Blue lock animesinin ilk sezonun ne kadar sevdiğimi, uzun uzun anlatmaya gerek yok. Çünkü incelememizde 10/10 vererek bunu gösterip hayli uzun şekilde anlatmıştım. Sizleri İlk sezon incelememize buradan ulaşabilirsiniz. Fakat bugün konumuz devam filmi olan Episode Nagi. 2.sezon her ne kadar kötü yorumlar alsa da, açıkçası izlemeyi düşünüyorum. Bu yüzden öncesinde, filmi aradan çıkayım dedim. Ve maalesef tam bir film olmadığını geç anladım. Bir de utanmadan sinemalarda yayımlamışlar.
Lafı fazla uzatmayacağım çünkü film için uzatmaya değmeyecek. Nagi karakterini seviyordum. Filmin ilk yarısı hatta 20-30 dakikası da gayet keyifliydi. Fakat sonrasında ilk sezonda olan olayların, farklı pencereden gördük. Hatta son 30-40 dakikasında direkt aynı şeyleri, sözde özet şeklinde vermişler. Recap’tan halliceydi açıkçası. Bu yüzden izlemezseniz de olur. İlk 20-30 dk izleyip, sonrasında filmi bırakabilirsiniz, tabi ilk sezonu hatırlıyorsanız. Fakat Bu Recap iyi bir özet de değil, onu da belirteyim. Ne özet işini iyi yapmış, ne film işini kotarmışlar. Tamamen vasat bir yapım olmuş. Filmin ilk 20-30 dakikasının hatırına 6 verdim, yoksa daha da düşük verirdim inanın. Neyse 2.sezon çıkmadan izlemek istiyorsanız karar size kalmış. Ama unutmayın 2.sezonu biterir bitirmez sizler için incelemesini yazacağım. Sağlıcakla kalın ve kaliteli animelerle zaman geçirin.
Lafı fazla uzatmayacağım çünkü film için uzatmaya değmeyecek. Nagi karakterini seviyordum. Filmin ilk yarısı hatta 20-30 dakikası da gayet keyifliydi. Fakat sonrasında ilk sezonda olan olayların, farklı pencereden gördük. Hatta son 30-40 dakikasında direkt aynı şeyleri, sözde özet şeklinde vermişler. Recap’tan halliceydi açıkçası. Bu yüzden izlemezseniz de olur. İlk 20-30 dk izleyip, sonrasında filmi bırakabilirsiniz, tabi ilk sezonu hatırlıyorsanız. Fakat Bu Recap iyi bir özet de değil, onu da belirteyim. Ne özet işini iyi yapmış, ne film işini kotarmışlar. Tamamen vasat bir yapım olmuş. Filmin ilk 20-30 dakikasının hatırına 6 verdim, yoksa daha da düşük verirdim inanın. Neyse 2.sezon çıkmadan izlemek istiyorsanız karar size kalmış. Ama unutmayın 2.sezonu biterir bitirmez sizler için incelemesini yazacağım. Sağlıcakla kalın ve kaliteli animelerle zaman geçirin.
Pluto İncelemesi
Yönetmen: Toshio Kawaguchi
Stüdyo: Studio M2
Tür: Dram, Bilim Kurgu
Yapım Yılı: 2023
Bölüm Sayısı: 8
Anime Puanı: 10/9.5
Stüdyo: Studio M2
Tür: Dram, Bilim Kurgu
Yapım Yılı: 2023
Bölüm Sayısı: 8
Anime Puanı: 10/9.5
Netflix’in son dönemdeki en dikkat çekici yapımlarından biri olan “Pluto,” hem animasyon severler hem de derinlikli hikâyeler arayanlar için kaçırılmaması gereken bir seri. Naoki Urasawa’nın çok sevilen mangasından uyarlanan bu yapım, Tezuka Osamu’nun İkonik eseri “Astro Boy””an ilham alıyor ve bu mirası modern bir perspektifle yeniden yorumluyor.
Pluto, gelecekte bir dünyada insanlar ve robotların birlikte yaşadığı, ancak aralarındaki dengenin pek de istikrarlı olmadığı bir atmosferde geçiyor. Hikâyenin merkezinde, yedi özel robotu hedef alan bir dizi cinayeti araştıran dedektif Gesicht bulunuyor. Bu soruşturma, sadece bir cinayet dosyasından çok daha fazlasını ortaya çıkarıyor; insanlık, vicdan, sevgi ve adalet gibi derin temaları sorgulatan bir yolculuğa dönüşüyor. “Astro Boy” hayranları, serinin şiddetle karışıklıklı içindeki özüyle, orijinal esere ne kadar büyük bir saygı duruşu olduğunu hemen fark edeceklerdir.
Pluto, gelecekte bir dünyada insanlar ve robotların birlikte yaşadığı, ancak aralarındaki dengenin pek de istikrarlı olmadığı bir atmosferde geçiyor. Hikâyenin merkezinde, yedi özel robotu hedef alan bir dizi cinayeti araştıran dedektif Gesicht bulunuyor. Bu soruşturma, sadece bir cinayet dosyasından çok daha fazlasını ortaya çıkarıyor; insanlık, vicdan, sevgi ve adalet gibi derin temaları sorgulatan bir yolculuğa dönüşüyor. “Astro Boy” hayranları, serinin şiddetle karışıklıklı içindeki özüyle, orijinal esere ne kadar büyük bir saygı duruşu olduğunu hemen fark edeceklerdir.
Dandadan İncelemesi
Yönetmen: Yamashiro Fuga
Stüdyo: Science Saru
Tür: Macera, Komedi
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 12
Anime Puanı: 10/9
Stüdyo: Science Saru
Tür: Macera, Komedi
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 12
Anime Puanı: 10/9
Son zamanlarda Netflix kütüphanesinde yerini alan “Dandadan”, izleyiciyi hem güldüren hem de aksiyona doyuran bir anime olarak dikkat çekiyor. Uzaylılar ve doğaütü varlıkların karmaşık ama bir o kadar renkli dünyasında gezen bu yapım, enerji dolu hikâyesiyle izleyiciyi ekran karşısına daha ilk saniyesinde açılış müziği ile kitlemesini başarıyor.
Animenin ana karakterlerinin adı Momo Ayase ve Ken Takakura, namı diğer Okarun. Ayase, paranormal olaylara inanmaktadır ve Okarun ise uzaylılara. Tesadüf sonucu koridorda çarpıştıktan sonra Ayase, Okarun’un elindeki dergiyi görür ve uzaylıların gerçek olmadığından bahseder. Bir dizi muhabbet sonucu ikili birbirlerine inandıklarını kanıtlamak için anlaşır. Ve bir nevi diledikleri de gerçek olur çünkü Ayase uzaylılar tarafından kaçırılır, Okarun ise “Turbo Nine” lakaplı bir ruh tarafından lanetlenir. Laneti de… Şey… Okarun’un topları çalınır. Yani bacak arasındakiler :) Durum böyle olunca Okarun ve Ayase’nin hiç tahmin edemeyecekleri arkadaşlıkları ve akabinde gelen absürt olaylar silsilesi başlamış olur.
Animenin ana karakterlerinin adı Momo Ayase ve Ken Takakura, namı diğer Okarun. Ayase, paranormal olaylara inanmaktadır ve Okarun ise uzaylılara. Tesadüf sonucu koridorda çarpıştıktan sonra Ayase, Okarun’un elindeki dergiyi görür ve uzaylıların gerçek olmadığından bahseder. Bir dizi muhabbet sonucu ikili birbirlerine inandıklarını kanıtlamak için anlaşır. Ve bir nevi diledikleri de gerçek olur çünkü Ayase uzaylılar tarafından kaçırılır, Okarun ise “Turbo Nine” lakaplı bir ruh tarafından lanetlenir. Laneti de… Şey… Okarun’un topları çalınır. Yani bacak arasındakiler :) Durum böyle olunca Okarun ve Ayase’nin hiç tahmin edemeyecekleri arkadaşlıkları ve akabinde gelen absürt olaylar silsilesi başlamış olur.
Zom 100: Bucket List of the Dead İncelemesi
Yönetmen: Kawagoe Kazuki
Stüdyo: Bug Films
Tür: Macera, Komedi
Yapım Yılı: 2023
Bölüm Sayısı: 12
Anime Puanı: 10/7
Stüdyo: Bug Films
Tür: Macera, Komedi
Yapım Yılı: 2023
Bölüm Sayısı: 12
Anime Puanı: 10/7
Zombi teması artık anime dünyasında da klişe bir konu haline gelmişken, Zom 100: Bucket List of the Dead, farklı yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Haruka Itou'nun aynı adlı mangasından uyarlanan bu yapım, zombi kıyametini alışılmışın dışında bir perspektifle ele alarak izleyicilerine eğlenceli, yeri geldiğinde de duygusal anlar yaşattırıyor. Ayrıca bir Netflix’in elinden çıkma bir Live-Action filmi de mevcut.
Hikâye, hayatını monoton bir iş hayatında harcayan Akira Tendo'nun gözünden anlatılıyor. Şirket baskısı ve tükenmişlik sendromunun zirvesinde olan Akira, zombi kıyametinin başlamasıyla garip bir şekilde özgürlüğe kavuştuğunu fark eder. Ölüm tehdidiyle yüzleşmek yerine, hayatta kalmaya karar veren Akira, ölmeden önce yapmak istediği 100 maddelik bir liste hazırlar. Korku ve kaosun arasında bu listedeki maddeleri gerçekleştirme çabası, animeye komedi ve aksiyon dolu bir ritim kazandırıyor. Tabi bir zombi salgını sırasında ne kader enerjik olabileceğiniz ve Akira kadar güler yüzlü davranabileceğiniz ayrı bir mesele. Şirket hayatı adamı nasıl bunalttıysa, kıyamet onun için bir kurtuluş olmuş durumda.
Hikâye, hayatını monoton bir iş hayatında harcayan Akira Tendo'nun gözünden anlatılıyor. Şirket baskısı ve tükenmişlik sendromunun zirvesinde olan Akira, zombi kıyametinin başlamasıyla garip bir şekilde özgürlüğe kavuştuğunu fark eder. Ölüm tehdidiyle yüzleşmek yerine, hayatta kalmaya karar veren Akira, ölmeden önce yapmak istediği 100 maddelik bir liste hazırlar. Korku ve kaosun arasında bu listedeki maddeleri gerçekleştirme çabası, animeye komedi ve aksiyon dolu bir ritim kazandırıyor. Tabi bir zombi salgını sırasında ne kader enerjik olabileceğiniz ve Akira kadar güler yüzlü davranabileceğiniz ayrı bir mesele. Şirket hayatı adamı nasıl bunalttıysa, kıyamet onun için bir kurtuluş olmuş durumda.
Uzumaki incelemesi
Yönetmen: Haruyasu Makino
Stüdyo: Production I.G.
Tür: Korku
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 4
Anime Puanı: 10/9
Stüdyo: Production I.G.
Tür: Korku
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 4
Anime Puanı: 10/9
Korkunun Döngüsü: Junji Ito’nun Uzumaki Anime Uyarlaması
Junji Ito, Japon korku edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olarak tanınıyor ve eserleri, rahatsız edici detaylarıyla bilinen benzersiz bir korku türünü temsil ediyor. Korku mangaları arasında yerini sağlamlaştıran Uzumaki, doğaüstü korkunun ustalıkla işlendiği, psikolojik gerilimi artıran ve benzersiz bir atmosfer yaratan bir başyapıt. Bu başyapıtın anime uyarlaması, 2024 yılında, merakla beklenen yapımlar arasında yer alıyor.
Spiralin Derinliklerinde: Konu ve Temalar
Uzumaki (Türkçesi: Sarmal), Japonya'nın sessiz ve küçük bir kasabasında geçiyor. Uzumaki, "Bir kasaba nasıl lanetlenir?" sorusuna verilen belki de en garip ve tüyler ürpertici yanıtlardan biri! Junji Ito’nun akıl sınırlarını zorlayan korku başyapıtında, küçük Kurouzu kasabasının başına geleceklerden habersiz sakinleri bir gün sıradan bir spiral şekline kafayı takıyor. Evet, yanlış duymadınız: bir sarmal şekli, kasabanın üzerine bir lanet gibi çöker ve tüm hayatları altüst eder!
Uzumaki (Türkçesi: Sarmal), Japonya'nın sessiz ve küçük bir kasabasında geçiyor. Uzumaki, "Bir kasaba nasıl lanetlenir?" sorusuna verilen belki de en garip ve tüyler ürpertici yanıtlardan biri! Junji Ito’nun akıl sınırlarını zorlayan korku başyapıtında, küçük Kurouzu kasabasının başına geleceklerden habersiz sakinleri bir gün sıradan bir spiral şekline kafayı takıyor. Evet, yanlış duymadınız: bir sarmal şekli, kasabanın üzerine bir lanet gibi çöker ve tüm hayatları altüst eder!
Kasabanın gençlerinden Kirie Goshima ve biraz fazla düşünceli sevgilisi Shuichi Saito, bu spirallerin yalnızca birer şekil olmaktan çok uzak olduğunu kısa sürede fark ediyorlar. Shuichi'nin babası, spirallere aşırı bir takıntı geliştirerek her yerde onları aramaya başlıyor. Kasabanın diğer sakinleri de sarmallarla kafayı bozdukça işler çığırından çıkıyor; insanlar bükülüyor, kıvrılıyor ve… Sarmal şekline dönüşüyorlar! Evet, bu lanet herkesin bedenini, aklını ve ruhunu etkisi altına alıyor.
Kengan Ashura (2024) İncelemesi
Yönetmen: Seiji Kishi
Stüdyo: Larx Entertainment
Tür: Dövüş
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 16
Anime Puanı: 10/8
Stüdyo: Larx Entertainment
Tür: Dövüş
Yapım Yılı: 2024
Bölüm Sayısı: 16
Anime Puanı: 10/8
2019 yılından beri süregelen dövüş turnuvası nihayet 2024 yılında yayınlanan bölümleri ile son buldu. Bu sektörde final yapan anime bulmak bir hayli zor, Kengan Ashura’da bu finali olağanüstü bir şekilde gerçekleştiremese de, tatmin edici bir sonla bizlere veda ediyor. Serinin ilk incelemesine buraya tıklayarak ve ikinci incelemesine de buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Aslında anlatılacak pek bir şey yok. Hatta sırf final yazısı olsun diye bu satırları yazdığımı söyleyebilirim. Finali kimler kaldı söylemek istemem; kazananı hiç söylemek istemem fakat her dövüşte olduğu gibi son dövüşlerde de küçük sürprizlerle bizleri şaşırtmasını başarıyor seri.
Aslında anlatılacak pek bir şey yok. Hatta sırf final yazısı olsun diye bu satırları yazdığımı söyleyebilirim. Finali kimler kaldı söylemek istemem; kazananı hiç söylemek istemem fakat her dövüşte olduğu gibi son dövüşlerde de küçük sürprizlerle bizleri şaşırtmasını başarıyor seri.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)